28 Şubat sürecinde başbakan olan Necmettin Erbakan ile ilgili yazdığı kitapta pek çok tenkitte bulunan ve “28 Şubat’ın mimarı” olarak niteleyen AKP Eski Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, günümüzde ise oğlu Fatih Erbakan’ın liderliğindeki Yine Refah Partisi’nde genel lider yardımcılığı misyonunu yürütüyor. 2002’de çıkan kitapta Kılıç, Erbakan’la ilgili “Rahatlıkla denilebilir ki, Türkiye’yi baştan aşağı kuşatan din-devlet, laik-İslamcı kutuplaşmalarının gerisinde ve Türkiye’yi 28 Şubat’a taşıyan yozlaşmanın altında 1965-1980 aralığında yapılan din istismarı vardır. Hasebiyle, 28 Şubat’ın mimarı Erbakan ise mühendisi Demirel’dir.” tabirlerini kullanıyor. Bu kitaptaki sözler yine gündeme gelirken, akıllara “Fatih Erbakan’ın bu kitaptan haberi var mı?” sorusu akıllara geldi. Mevzuyu Star gazetesindeki köşesine taşıyan Yakup Köse, “Başkalarını bilmem lakin, sonradan “eyvah” dememek için Fatih Erbakan’ın “Son Ispartalı”yı okumasında fayda var” biçiminde konuştu.
“28 Şubat’ın mimarı Erbakan mı?” başlıklı yazının tamamı şu halde:
“28 Şubat darbesini konuşurken, başta merhum Necmettin Erbakan olmak üzere birçok kişinin yaptığı bir kusur vardı ve maalesef bu yanılgı hâlâ devam ediyor. Kusur şu: “Filancılar şunu yapmasaydı darbe olmazdı”, “Falancılar yüzünden darbe oldu” demek.
Bu hal, büsbütün darbecileri aklayacak bir hal. Ve en mühimi de darbecilere bu tabirlerle şunu demiş oluyorsunuz: “Aslında biz sizin istediğiniz üzere cici Müslümanlardık lakin kimilerimiz yaramazlık yapıp sizi kızdırdı!”
Birileri de, “Erbakan iktidara gelmeseydi darbe olmazdı” diyor. Görüldüğü üzere, suçlamanın sonu yok. Bu iş, “Türkiye’de Müslümanlar nefes almasaydı 28 Şubat olmazdı” saçmalığına kadar sarfiyat.
Saçmalık dedim fakat darbeyi yapanların istediği de tam buydu: “”Türkiye’de Müslümanlar nefes almasın!”
Darbenin altında yatan kanıyı konuşmaktan uzaklaşıp kesim hâdiseler üzerinden darbeyi konuşmak darbecileri cesaretlendirir. 28 Şubat darbesiyle alâkalı özeleştiri yapılacak tek nokta, darbecilere karşı merhum Erbakan ve takımının niçin direniş göstermediğidir. Müslüman Anadolu halkı vatanın her yerinde meydanlardayken Erbakan insanları meskenlerine sokup kendisi de koltuğu bırakıp Altınoluk’taki yazlığına gitmişti. Halbuki 28 Şubat’ın elebaşlarından Oramiral İtimat Erkaya, meşhur 28 Şubat kararlarının alındığı Ulusal Güvenlik Şurası’nın gecesi polislerin kendilerini tutuklamalarını beklediklerini lakin gelen giden olmayınca Erbakan’ı kendilerine teslim olduğunu anladıklarını anlatıyor hatıratında. Ve sonrasında ellerinden geleni arkalarına koymadılar. Canlı şahitlerinden biri de benim!
28 Şubat darbesinde merhum Necmettin Erbakan’a yönelik birçok tenkit okudum-duydum fakat geçen gün elime geçen bir kitaptaki üzere suçlamayı birinci kere okudum. Kitabın muharriri Suat Kılıç. Biliyorsunuz Kılıç Ak Parti’de Gençlik ve Spor Bakanlığı yapmış bir isim. FETÖ’nün 17/25 Aralık yargı darbesi sürecinde misyondan alınmıştı. Artık ise, kurucusu merhum Erbakan’ın oğlu Fatih Erbakan’ın olduğu Yine Refah Partisi’nde genel lider yardımcısı.
Suat Kılıç, 2002 yılında yayımladığı Son Ispartalı kitabında merhum Erbakan’ı hem din istismarcısı hem de 28 Şubat darbesinin mimarı olarak suçluyor. Kılıç, Risâle-i Parıltı talebesi bir kümenin periyodun Başbakan’ı Süleyman Demirel’e gidip bakanlık istemeleri üzerine “Ben varım ya” demesine gönderme yapıp mezkûr kitabında şunları yazmış: “Din istismarının rantını gören diğerleri da türedi kısa vakitte. 28 Şubatlar yaşandı Türkiye’de. Buna bağlı olarak ne laikliğin yerine oturtulması mümkün olabildi. Ne de devlet, bu üzere istismar ve istismarcılar nedeniyle dindar yurttaşlarına kuşku duymayacak kadar inanç duyabildi. Rahatlıkla denilebilir ki, Türkiye’yi baştan aşağı kuşatan din-devlet, laik-İslamcı kutuplaşmalarının arkasında ve Türkiye’yi 28 Şubat’a taşıyan yozlaşmanın altında 1965-1980 aralığında yapılan din istismarı vardır. Hasebiyle, 28 Şubat’ın mimarı Erbakan ise mühendisi Demirel’dir.”
Geçmişi bilmeyen biri Kılıç’ın şu satırlarını okusa, 28 Şubat cuntasına zorla darbe yaptırılıp zahmete sokuldular diye düşünür. Değme 28 Şubatçı darbeyi bu kadar hoş savunamazdı! Cuntacılar ne kadar takdir etse az. Hakikaten, 28 Şubat’ın medya ayağında yer alan ve bugünlerde Lider Erdoğan’a ettiği hakaretle gündeme gelen CHP’li Tuncay Özkan, kitabın art kapağında kitabın okunmasını salık veriyor: “Suat Kılıç’ın kitabını okuduğumda, yakın tarihimizin o ünlü isminin Türkiye için ne kadar değerli olduğunu bir sefer daha hatırladım. Demek ki, tarihi yeterli bilmek gerekiyor. Bitti derken yenileri başlayabiliyor. Sonradan “eyvah” dememek için “Son Ispartalı”yı okumaktan fayda var.”
Başkalarını bilmem ancak, sonradan “eyvah” dememek için Fatih Erbakan’ın “Son Ispartalı”yı okumasında fayda var. Kitapta, yerim kalmadığı için buraya aktaramadığım merhum Erbakan hakkındaki öbür ithamları da okuduktan sonra yardımcısıyla uzun bir görüşme yapmasında da kendisi ve partisi açısından çok büyük faydalar olacaktır!”